Bir ‘’evet!’’ ve bir ‘’imza!’’ Evlenmek işte bu kadar kolay… Zor olan; bu kararı verebilmek, evliliğe hazır olabilmek ve partnerimizle evlilik öncesi sürecini uyumlu bir şekilde geçirebilmek. Anlatırken ne kadar kolay değil mi? Tüm bu süreçleri sıra sıra ne kadar da basit bir şekilde ifade ettim. Oysa toplumumuzda evlilik öncesi süreç uzun bir dönemi kapsıyor. Önce aileler tanışıyor, ardından isteme merasimi gerçekleşiyor, daha sonra nişanlanma süreci, kına gecesi derken… O büyük güne gelene kadar ailelerin de işin içine girmesiyle bireyler stresli bir süreç geçiriyor.
‘’Kaç takı takılacak?’’
‘’O sevmediğim amcan da düğüne gelecek mi?’’
‘’Senin ailenden uzak yaşasak olmaz mı?’’
‘’Bak ailelerimiz de tanıştı, ne zaman evlenme teklifi edeceksin?’’
Evlilik öncesi dönem bu gibi soruların başladığı, artık partnerinizle ilişkiniz hakkında konuşmayı unuttuğunuz stresli konuları barındırıyor. Belki bu soruları soran, belki de bu soruları cevaplayan tarafsınız. Hangi taraf olursanız olun kendinize göre stresli ve yorucu bir dönemden geçtiğinize eminim. Kim bilir bu süreçte neler yaşadınız? Kimi anınız keyifliyken, kimisini ise hatırlamak bile istemiyorsunuz. Yine de tüm sorunlara, merasimlere ve hengameye rağmen evleneceğiniz kişiden eminsiniz. Onunla olmak size iyi hissettiriyor; bir ömür boyu beraber yaşama düşüncesi sizi mutlu ediyor. Önemli olan da bu değil midir? Partnerimizden emin olabilmek… Onun bizim için ‘’doğru’’ kişi olduğunu hissedebilmek…
Evlilik öncesi dönemin stres seviyesini partnerimizle sağlıklı bir iletişim kurarak ayarlayabiliriz. İletişiminiz ne kadar sağlıklı olursa bu süreç iki taraf için de daha rahat geçecektir. Bu yazımızda evliliğin dinamiğine dair verdiğimiz tavsiyeleri, evlilik öncesi döneminiz için de yorumlayarak uygulayabilirsiniz.
Haydi gelin beraber tüm bu adımları gerçekleştirdiğinizi varsayalım. Partnerinizle evlilik kararı aldınız, evliliğe hazır olduğunuza artık emin oldunuz ve sürecinizi elinizden geldiğince uyumlu geçirdiniz. Evlenme teklifine coşkuyla ‘’evet!’’ dediniz, nikahınızda imzaları attınız, akrabalarınızla göbek attınız ve muhakkak o ayağa bastınız! Peki ya sonra?
Evlilikteki uyum süreci bazı temel ilkelere bağlı kalabilmekten geçer. Bu temel ilkeler partnerinizle kurduğunuz sağlıklı iletişimle gerçekleşir. Gelin biraz bunları inceleyelim.
Evlilik Nedir?
Evlilik bir iletişim ve etkileşim halidir. Bu hali canlı tutmak partnerinizle aranızdaki sözlü veya sözsüz iletişime bağlıdır. Partnerlerin birbirleri ile ruhsal, toplumsal ve cinsel beklentilerini ve mesajlarını ortaya koymaları, dile getirebilmeleri için karşılıklı etkileşim içinde olmaları ve birbirlerini önemsemeleri gerekir. Uyumlu bir evliliğin ilk adımı sağlıklı iletişimden geçer. Sağlıklı ve normal bir iletişimin bulunmayışı, partnerlerin birbirleri arasındaki sorunları algılayamamasına ve uzun vadede iletişim bozukluklarına yol açar.
Sık sık küçük konulardan tartışma ve kavga çıkan evliliklerde asıl sorun hiçbir zaman tartışılan konu değildir. O küçücük konu; bir ağaç gibidir. Görünen ağaçtır fakat problemin ana kaynağı kökünden gelir. Görünen konu odak noktası olduğundan hiçbir zaman aslolan konu görünmez. Bu da partneriniz ve sizin için zarar verici, yıpratıcı sonuçlar doğurur. Bu tarz küçük sorunlar yerine ana sorunlar üzerine konuşup bir uzlaşma sağlanmalıdır.
Sorunlar hakkında konuşabilmek de bir uyum gerektirir. Evlilikte uyum; yalnızca tartışmada değil, cinsellikten beslenmeye kadar birçok konu için gereklidir.
Evliliğe Uyum Sağlamaya İlişkin Öneriler
1- Partnerinize karşı şeffaf olun. Duygularınız hakkında konuşun.
Partnerinizle olumlu ya da olumsuz duygularınızı paylaşabilmeniz onunla sağlıklı bir bağ kurabilmeniz için gereklidir. Paylaştığınız konuların size nasıl hissettirdiğini açık yüreklilikle anlatmanız birbirinizi daha iyi anlamanızı sağlar. Anlaşıldığınızı düşündüğünüz bir ilişkinin içerisinde kendinizi daha güvende ve huzurlu hissedersiniz.
Evlilik; sadece mutlu anıların paylaşıldığı bir alan değildir. Üzüntü, öfke, keder gibi duyguların da bu alan içerisinde paylaşılması değerlidir.
2- Partnerinizle empati kurun.
Evlilik süreci boyunca partnerinizle birçok mutlu ya da hüzünlü konu yaşayacaksınız. Bunu size iki örnekle açıklamaya çalışacağım.
İlk örneğimizde; partneriniz iş yerinde başarılı bir terfi almış olsun. Bu terfinin sevinciyle eve geldiğinde karşısında onu anlayan ve başarısına ortak olan bir eş görmek ister. Bu esnada sizin onun sevincine ortak olmanız hem ilişkiniz hem de partneriniz için değerli olacaktır.
İkinci örneğimizde; partneriniz işinden kovulmuş olsun. Bu ayrılık kendisinde maddi ve manevi bir üzüntü oluşturabilir. Bu üzüntü ile eve geldiğinde; üzüntüsünü anlayan, onu dinleyen bir eş görmek partnerinizin işten çıkarılma sürecini daha sağlıklı geçirmesine yardımcı olacaktır.
İki durumda da ortak olan payda ‘’anlaşılmak’’ üzerineydi. Anlaşılmak, bir ilişki dinamiği içerisindeki önemli yapı taşlarından biridir.
3- Sorunlar yaşandığı esnada konuşulmalıdır ve küsülmemelidir.
Partnerinizle sorunlar yaşayabilirsiniz. Mühim olan sorunların içe atılıp, öylece orada bekletilmemesidir. Sorunlar konuşulmadıkça başka şekillerde karşımıza çıkarlar. Yukarıda bir ağaç örneğinden bahsetmiştik. Görünen sorun ağaç iken asıl sorun köklerdedir, demiştik. Partnerinizle bir sorun yaşadığınızda ve bunu konuşmadığınızda; sorunu içinizde biriktirirsiniz. Bu birikim, size de karşı tarafa da iyi gelmeyecektir. Ufak konularda dahi geçmişte yaşadığınız sorunları öne sürmek ilişkinizin sağlıklı yapısını bozacaktır.
Sorunlar, birkaç saat ya da birkaç gün değil de aylar veya yıllar öncesine dayanıyorsa baş etmesi zorlaşacaktır. Böyle konularda, bir çift terapisinden destek almak önemlidir.
4- Hoşlandıklarınızı ve hoşlanmadıklarınızı açıkça konuşmalısınız.
Evliliğin ilk zamanları partnerler kendilerini birbirlerine beğendirme çabası içine girerler. Doğal halleriyle görünmekten kaçınabilirler. Böyle durumlarda hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları konularda dürüst olamayabilirler. Bu şekilde partnerlerin birbirlerini tanımaları zorlaşır. Üstelik uyumsuzluklar da ortaya çıkmaya başlayabilir.
Özellikle duygular konusunda eşler birbirlerine karşı açık olmalıdır. Birbiriniz hakkındaki konuları en doğru ancak birbirinizden öğrenebilirsiniz. Niyet okumak ya da fikir yürütmek yerine açık açık konuşmak en iyi iletişim yoludur.
5- Sosyal ilişkilerinizden vazgeçmemelisiniz.
Partneriniz ile içe kapanık bir yaşam sürmekten kaçınmalı, birlikte ‘’sosyal etkinlikler’’ düzenlemelisiniz. Evlenmeden önce var olan çevreniz ile görüşmeyi bırakmamalısınız. Kendi içinize kapandığınız takdirde birbirinizle iletişim kurmakta da zorlanabilirsiniz. Ayrıca sosyal ilişkilerinizi de evliliğinizin merkezine koymamalısınız. Bu durumu dengede tutmaya gayret etmelisiniz.
6- Cinsel yaşamınızı önemsemelisiniz.
Evlilik uyumunun en önemli konularından biri de cinsel yaşamdır. Partnerinizle cinsel konularda yaşadığınız uyumsuzluk diğer alanlarınıza da yansıyabilir. Bu yüzden birbirinizin cinsel isteklerine ve beklentilerine karşı duyarlı olmaya özen göstermelisiniz. Cİnsel yaşamınızda hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız konuları açık açık konuşmalısınız. Birbirinize karşı bu konuda sabırlı olmalısınız. Aranızdaki duygusal bağ güçlendikçe fiziksel bağınız da gelişecektir.
Tüm bu önerilerin size yol göstermesini, evlilik yaşamınızı huzurlu, mutlu ve sağlıklı geçirmenizi dilerim. Yazıyı Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘’Desem Ki’’ şiiri ile sonlandırmak istiyorum.
‘’Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.’’
Evinizden şenliğiniz eksik olmasın…
Yazının tamamı boyunca bilimselliği ön planda tutmaya çalıştık. Verilen tavsiyeler yalnızca sürecinize rehberlik etme amacıyla hazırlanmıştır. Eğer ilişkinizde çözemediğiniz ve ruh sağlığınızı olumsuz yönde etkilediğini düşündüğünüz bir durum yaşıyorsanız mutlaka uzman bir çift terapistinden destek almalısınız.