Anne Sütü ve Emzirmenin Önemi

Anne Sütü ve Emzirmenin Önemi

Anne Sütü ve Emzirmenin Önemi

Tarih by Psikolog Gülşah Durantaş
Tarih 16/10/2023
Tarih 100

Bir bebeği dünyaya getirmeye hazırlanmak hem heyecan verici hem de endişeli bir serüven… Bu serüvenin içerisindeki tüm duyguları olduğu haliyle kabul etmek bir hayli zor. Bazen inişli, bazen çıkışlı olan bu süreçte; hormonal, fizyolojik ve anatomik olarak birçok değişiklik yaşayabilirsiniz. Gebelikle beraber yükselen östrojen ve progesteron düzeyleri, annelik sürecinizdeki fizyolojinizi ve psikolojinizi etkileyebilir. Bilimsel veriler bizlere hamile kadınların vücudundaki östrojen seviyelerinin hamile olmayan bir kadına kıyasla yüz elli kat yüksek olduğunu söylüyor. Yaşadığınız inişler ve çıkışlar ne kadar normal değil mi?

Doğumdan sonra vücudunuzda tekrar bir değişim aşaması gerçekleşir. Bu sefer de progesteron seviyeleri düşer ve bebeğinize süt üretebilmeniz için oksitosin ile prolaktin seviyeleri yükselmeye başlar. Buna benzer birçok hormonal değişiklik yaşanır. Bu değişikliklerle beraber duygularınız stabil kalamayabilir; bazen öfkelenebilir, üzülebilir veya kaygılanabilirsiniz. Tüm bu duyguları yaşamanın normal olduğunu kabullenmek hamilelik öncesi ve sonrası dönemlerinde size yardımcı olacaktır.

Hormonların, anatomik ve psikolojik yapıların değişime uğradığı bu dönemde çevrenizdekilerin desteğini almanız, onları da bu sürece ortak etmeniz size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Temas iyileştiricidir. Özellikle sevdiğimiz insanlarla kurduğumuz sözel, duygusal ve fiziksel temaslar bu dönemde size daha huzurlu hissetirebilir. Tabii, size asıl huzurlu hissettirecek en önemli an bebeğinizi kucağınıza aldığınız o ilk an ile beraber başlar… Bebeğiniz karnınızdayken sizinle kurduğu ilişkiyi dünyaya geldiğinde de devam ettirmeye ihtiyaç duyar. Bebeğiniz ve sizin aranızda çok güçlü bir ten bağı vardır. Bu yüzden bebeğiniz teninizden, kokunuzdan, kollarınızın arasından ayrılmak istemez…

   Bebeğiniz kollarınızın arasındayken, teninizde duyduğu güven ihtiyacını karşılarken bir başka ihtiyacını da sizinle gidermek ister: Beslenme. Emzirme; yalnızca fizyolojik değil psikolojik de bir ihtiyaçtır. Bebeğinizin teninize duyduğu güvenle beslenme ihtiyacını karşılaması ona kendini mutlu hissettirir. Bu yüzden emzirme dinamik bir süreçtir. Yalnızca besleme odaklı değil aynı zamanda bağ kurma odaklı da yaklaşılması gerekir.

Zihinsel, anotomik, psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçların karşılandığı emzirme süreci bebeğinizin doğduğu andan itibaren çok önemlidir. Bu sürecin doğal ve normal bir fizyolojik işleyiş olduğunu anlamanız ve emzirme esnasında bebeğinizle bağ kurmaya odaklanmanız bazen zor olabilir. Bu anlarda sakin kalmaya çalışmalısınız. Bebeğinizin size, sizin de ona ihtiyacınız olduğu gerçeğini önemsemelisiniz.

Anneliğinizin ilk zamanlarında her şeyi kurallar örüntüsüyle gerçekleştirmek isteyebilirsiniz. Önemli olan yer, zaman ve sütünüzün miktarı değildir. Bunlar yalnızca birer kavramdır. Önemli olan, sütünüze inanmanız ve bebeğinizle değerli bir an geçirdiğinizi anlamanızdır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bebeklerin ilk 6 ay günde en az 8-12 kez emzirilmesini önerir. Sütünüz, yeni doğmuş bebeğinizin midesinde dolu haliyle yaklaşık 90 dakikada sindirilir. Yani bebeğiniz 1.5-2 saatte bir emzirilmeye ve sizinle değerli bir an geçirmeye hazırdır. Tabii, bu bilgilerin dışında da gerçekleşen süreçler yaşayabilirsiniz. Örneğin; yeni doğmuş bebeğiniz memeyi tam boşaltamadan yorgun düşebilir, kısa bir emzirme yaşayabilir. Bu durumda endişelenmemelisiniz. Buradaki davranışınız yeni doğmuş bebeğinizi daha sık emzirmek olabilir. Önemli olan nokta, bebeğinizin memeyi tam boşaltarak beslenme sürecini tamamlayabilmesidir. Bebeğiniz memeyi tam boşaltmadan onu memeden ayırmamaya özen göstermelisiniz. Böyle durumlarda bir süre vermek sağlıklı olmayacaktır. Yeni doğmuş bebeğiniz de dünyaya karşı acemidir. Böylelikle yeni doğan bebeğinizi sık sık emzirerek ona yardımcı olabilirsiniz. Emzirmeyi öğrenmesi ve emme koordinasyonlarını ayarlayabilmesi için ona karşı sabırlı olmalısınız.

Emzirme Süreci İçin Öneriler

1- Gebelik döneminizin sonlarına doğru bilimsel kaynaklardan emzirmeye dair yazılar okuyabilir, emzirmenin fizyolojisini öğrenebilirsiniz. Bu kaynaklar sizi emzirme sürecinizde yaşayacağınız gelişmelere karşı hazır hale getirebilir.

2- Bebeğiniz doğduktan sonra beslenmeye dair başka seçenekler düşünmek yerine ilk olarak emzirmeye odaklanmalısınız. Emzirmenin sadece fizyolojik değil psikolojik yapısının da önemli olduğunu kavramanız gerekecektir. Emzirmek yalnızca beslemeye dair eylem değil; bağ kurmaya dayalı da bir eylemdir.

3- Bebeğinizin doğum anından hemen sonra sizinle ten teması gerçekleştirmesi çok değerlidir. İmkanlar el veriyorsa bebeğinizle bağ kurmaya doğum anından çok kısa bir süre sonra başlamalısınız.

4- Doğum sonrasında kalabalık ziyaretler ve sosyal medya için yapılan çekimler gibi durumları biraz askıya almalısınız. Bebeğinizle ten teması kurmanız ve onu emzirmeniz bu durumlardan daha değerlidir.

5- Yeni doğan bebeğinizle mutlaka aynı odada olmalısınız. Mümkünse teninize yakın bir mesafede uyumalısınız.

6- Doğum sürecinden sonraki 3 veya 5 günde gelen süt kolostromdur. Kolostrom, hamilelik döneminizin ortalarında üretilmeye başlar. Doğumdan sonra gelen bu ilk süt vücudunuzda hali hazırda bulunur ve bebeğiniz emdikçe artacaktır. Yeni doğan bebeğinizi ilk süreçlerde emzirirken damla damla gelecektir. Bunun sebebi sütünüzün miktarının bebeğinizin midesiyle doğru orantılı olmasıdır. Bu durum sizi endişelendirmemelidir. Emzirmeniz sıklaştıkça, sütünüz bebeğinizin ihtiyacını sağlayacak kadar artacaktır.

7- Bebeğiniz doğduktan sonra bir miktar kilo kaybedebilir. İstisnai sağlık durumları dışında, bilimsel kaynaklara göre bu normal kabul edilmektedir. Böyle bir durumda yeni doğan bebeğinize mama takviyesi verme fikrini düşünmemelisiniz.

8- Anne sütünüzün yeterli gelip gelmediğini anlamak isteyebilirsiniz. Bunun için bebeğinizin çişli bez miktarını ve kilo alımını takip edebilirsiniz.

9- Emzik ve biberon, bebek sahibi olacağınızı öğrendiğiniz dönemde ilk aldığınız eşyalardan olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; bebeğinizin emme koordinasyonlarının gelişmesi için ilk aylarda emzik ve biberon kullandırmamanızdır. Bebeğinizin tanıdığı ve güvendiği başka bir emme nesnesi olmamalıdır.

10- Beslenmeniz sütünüz için değerlidir fakat süt artışınız için asıl önemli olan bebeğinizi sık sık emzirmenizdir.

Bu tavsiyeler yalnızca anneler için değil babalar için de geçerlidir. Babalar emzirme dönemi hakkında ne kadar bilinçli olurlarsa eşlerini o kadar doğru yönlendirebilirler. Çünkü; anne olmak hem fizyolojik hem de psikolojik anlamda yeterli olmak demek değildir. Partnerler bu süreçte birbirlerini tamamlamalı ve destek olmalıdır. Bu yüzden doğum sonrası döneme yalnızca annenin görevlerinden ibaret gibi yaklaşmamak oldukça değerlidir.

Anneliğin ilk dönemleri yeterince yorgun ve stresli geçeceğinden partnerlerin bu dönemde destekleyici tutumları olmalıdır. Çünkü emzirme döneminde sütün miktarını etkileyen önemli faktörlerden biri de strestir. Anne; stresini sağlıklı bir şekilde yönetebilirse bebeği ile kurduğu bağ da o kadar sağlıklı ve huzurlu olacaktır.

Anne olduğunuz ilk dönemlerde gece uykularının bölünmesi baş edilemeyen konulardan biri haline gelebilir. Bu durumlarda babanın rolü çok önemlidir. Anne bebeğini emzirirken, babanın da o esnada uyanık olması anneye destek açısından değerlidir. Bu an; aynı zamanda anne, baba ve bebek arasındaki bağa da iyi gelecektir. Böyle anlarda babanın anneye ‘’Bir ihtiyacın var mı?’’ gibi bir soru sorması dahi sağlıklı iletişim şekillerinden biridir.

Babaların doğum öncesi ve sonrası dönemlerinde anne ve bebeğe karşı şefkatle yaklaşmaları bu süreci ailecek daha sağlıklı geçirmelerini sağlamaktadır. Elbette babalık rolü de endişe verici olabilir. Ebeveyn olma sürecinde yönetilemeyen bir kaygı ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda psikolojik destek almak anne ve baba olma yolculuğunuzda size iyi gelebilir. Sürecinizi daha sağlıklı yönetmenizi sağlayabilir. 

Anne ve baba olma yolculuğunuzun sevgiyle geçmesini diliyorum… Bu süreçte sabrı, sükuneti ve şefkati yol arkadaşı olarak seçmeniz temennisiyle…